Hiç heveslenmeyin ucuz olmayacak-Sinan Keskin

Hiç heveslenmeyin ucuz olmayacak

~ ~
 
Dünyada kolay para kazanmanın çok farklı yolları var. Amerika’da yaşayan (hep orada yaşar ne hikmetse) hiç tanımadığınız bir akrabanızdan miras kalması veya milyarda bir ihtimal de olsa lotodan para çıkması sureti ile çok para kazanabilirsiniz. (Yasal olmayan yöntemlerin konumuzla ilgisi yok) Ama yukarıda söz ettiğim kazançlar bir defaya mahsustur ve elde ettiğiniz parayı iyi değerlendiremezseniz tükenir gider. 
Bunların dışında hiç bitmeyen, sürekli katlanarak artan bir gelir modeli daha var. Üçüncü şahısların yaptığı alışverişten sorgusuz sualsiz pay talep ederek düzenli ve çok gelir elde edebilirsiniz. Bunun yasal olmayanına haraç, kanunlarla meşrulaştırılmış haline ise vergi diyoruz. 

Konu fazla dağılmadan asıl mevzuya girelim. Türkiye’de devlet vatandaşlarının her ekonomik hareketinden (bazen ekonomik değeri olmayan hareketlerden bile) kendine pay çıkarmayı vazife edinmiştir. 
Herkes heyecan içinde 
Geçmiş yıllarda hüsranla sonuçlanan (nedense artık) denemeleri saymazsak yerli otomobil üretilmesi konusunda hem siyaset ve ekonomi çevrelerinde hem de tüketiciler açısından en hevesli günleri yaşıyoruz. Herkeste bir heyecandır gidiyor. 
Türk malı otomobil olacak, herkes daha konforlu araçlara daha uygun fiyatlara sahip olabilecek yanılgısı herkesi sarmış durumda. Türk malı bir otomobil üretilse bile fiyatı piyasadaki muhtemel muadillerinden farklı olmayacaktır. Fiyatın düşük olmasını ne devlet ister ne de Türkiye’de faaliyet gösteren küresel otomotiv markaları. 
Yüzde 37 + yüzde 18 
Türkiye’de otomobillerden alınan vergilere bir göz atalım. Motor hacmi 0 – 1.600 cm³ arasında olanlardan % 37, 1.600 – 2.000 cm³ arasında olanlardan % 80, 2.000 cm³’ün üzerinde olanlardan % 130 oranında ÖTV (Özel Tüketim Vergisi) alınıyor. Aracın fabrika çıkış fiyatına bu vergi eklendikten sonra bir de % 18 KDV ilave ediliyor (haliyle verginin vergisi de alınmış oluyor). 
Devlet üreticiden daha karlı 
Somut bir örnek vereyim. Fabrika çıkış fiyatı (fabrikanın önerdiği satış fiyatı) 20.000 olan 1.400 cm³ motor hacmi olan bir araca önce % 37 ÖTV ekleniyor ve fiyat 27.400 liraya çıkıyor. Yetmiyor, bu fiyatın üzerine % 18 KDV ilave edilerek fiyat 32.332 liraya yükseltiliyor. Satış işlemleri için harcanan paraları da düşünürsek 20.000 bin liralık bir araca yaklaşık olarak 33.000 liraya sahip oluyoruz. Üretiminde veya kullanımında hiçbir etkisi olmayan devlet bu alışverişten 12.332 lira kazanmış oluyor. Akaryakıttaki vergileri de işin içine katınca devletin bu alışverişten ne kadar karlı çıktığını düşünebiliyor musunuz? 
Vergiler düşmez 
Yukarıda örnek verdiğim araçla aynı segmentte yerli bir araç üretildiğinde fiyatının da yukarıda vergiler dâhil edilmiş fiyata yakın olacağından emin olabilirsiniz. Çünkü devlet yıllardır araç satışlarından elle ettiği bu yüksek kazançtan vazgeçmek istemeyecektir. Hadi diyelim devlet vatandaşının tepesinden inmeye karar verdi ve vergi oranlarını düşürdü. O zaman ithal otomobillerin de vergisini düşürmek zorunda kalacak. Bunu yapmak istemese bile küresel otomotiv markaları vergilerin düşürülmesini sağlayacaktır. Bu “ütopik” durum gerçekleşirse de ithal ve yerli otomobil fiyatları aynı düzeyde seyredecektir. 
Özetle birkaç yıl içerisinde yerli otomobile binmemiz mümkün ANCAK fiyatlar düşecek diye ümitlenmeyin. Kazanılmış hak geri verilmez derler ya, devlette çıkardığı yasalarla vatandaşından aldığı yüksek vergileri kazanışmış hak olarak görüyor ve tabir-i caizse kulağının üstüne yazıyor. Bakınız Özel İletişim Vergisi (6 ay geçerli olacaktı 12 yıldır ödüyoruz).

0 yorum:

Yorum Gönder

 
© 2010- Sinan Keskin
IniMinimalisKah is proudly powered by Blogger