90’lı yılların başıydı. Küçük bir Anadolu kasabasından İzmir’e taşınmıştık. Hafta sonları benim için devasa olan bu kenti keşfetmek için rastgele gezilere çıkıyordum sokaklarda. Yine böyle bir haftasonu Bit Pazarı’na düştü yolum. Merak içinde gezinirken Pazarı, yere serilmiş bir bezin üzerine alelade atılmış kasetleri gördüm. O zamanlar kasetler hâlâ en gözde müzik dinleme yoluydu. Hemen dizlerimin üzerine çömelip kaset yığınını karıştırmaya başladım.
Bir sürü arabesk kasetin arasında, üzerinde belli belirsiz Nazım Hikmet deseni olan bir kaset dikkatimi çekti. Hemen elime alıp incelemeye başladım. O güne kadar hiç duymadığım bir isim yazıyordu üzerinde, Ünol Büyükgönenç. Kaset kapağı ve içindeki şarkılar (birçoğu Nazım Hikmet şiirlerinden bestelenmiş) kaseti satın almama yetmişti. Büyük bir merakla, gezmeyi bırakıp hemen ilk otobüsle eve döndüm. Bir an önce kaseti dinlemek istiyordum. Eve gelince hemen kaseti teybe taktım, play tuşuna bastım ve çalmasını bekledim. İlk duyduğum sesler kazık yediğim düşüncesine kapılmama sebep oldu. “Hay Allah” dedim, “keşke Bit Pazarı’ndan almasaydım” diye düşündüm. Çünkü ilk duyduğum sesler inşaatta çalışan insanların çıkardığı gürültüler gibiydi. “Üzerine başka kayıt yapılmış” diye geçirdim aklımdan. Bütün bu moral bozukluğu birkaç saniye sonra yerini müthiş bir keyfe bıraktı. Ünol Böyükgönenç, muhteşem müziği ve etkileyici yorumuyla şarkıya başladığında ne kadar mutlu olduğumu anlatamam. (Tabi bu mutlulukta kazık yememiş olmamın da etkisi var.:) )
O gün Bit Pazarı’nda tesadüfen keşfettiğim Ünol Büyükgönenç’i yaklaşık 20 yıldır büyük bir keyifle dinliyorum. Ne yazıktır ki Güzel Günler Göreceğiz isimli kasetinden başka kaset yapmadı Ünol Büyükgönenç. Ahmed Arif’in tek şiir kitabıyla ne kadar usta bir şair olduğunu göstermesi gibi Ünol Büyükgönenç de tek bir kasetle ne kadar usta bir müzisyen olduğunu göstermiştir bence.
1946 doğumlu Ünol Büyükgönenç, Kardaşlar kurulana dek çeşitli dans müziği ve hafif müzik orkestralarında çalıştı. 1969'dan 1972'ye dek süren Cem Karaca-Kardaşlar, 1972-1974 arası süren Ersen-Kardaşlar dönemlerinde Kardaşlar müziğinin beyin adamı oldu. Grup, Ersen ile işbirliğini sona erdirmesini takiben kısa bir süre sonra dağılma kararı aldı (1974 Şubat). Büyükgönenç gruptan ayrıldıktan sonra Dervişan'a geçti. Ancak grup kurucusu olmasına rağmen kısa bir süre sonra ayrıldı ve Amerika'ya gitti. Pan-Am şirketinin eskiz dairesinde görev almak için gittiği Amerika'dan birkaç ay sonra dönen Büyükgönenç, 1974 Aralık'ında diğer Kardaşlar elemanlarıyla beraber Fikret Hakan'ın "Löberde" 45'liğinin kaydında yer aldı. Bu başarılı plaktan sonra Büyükgönenç'in sesi 1977'ye kadar pek duyulmadı. 1977 Mayıs'ında Dervişan'ın eşliğinde CHP için yaptığı "Yeni Bir Türkiye" 45'liğinden sonra Büyükgönenç'in 1979'daki atağı gerçekten başarılı oldu: Saklambaç gazetesinin 1979 senesinde düzenlediği Altın Mikrofon yarışmasında "Dışarıda Kar Yağıyor" adlı parçasıyla birinci oldu. Parça, yarışma başarısının yanı sıra yurt çapında bir hit oldu. 1980 sonrasında çalışmalarına 70'lerdeki sıklıkla olmasa da devam etti. 80'lerde pandomim gösterisiyle desteklediği ilginç konserlerle dikkat çekti. Bu döneme ait en önemli çalışmalarını, Nazım Hikmet'in şiirlerini bestelediği "Bu konuda kariyer kasetim" diye nitelendirdiği "Güzel Günler Göreceğiz" albümünde topladı. Aslında albüm 1979 yılında yapılmış olmasına rağmen çeşitli sebeplerle 1980’lerin sonlarında piyasaya çıkabildi.
0 yorum:
Yorum Gönder