Alırım anahtarını

Eskiden de zenginlik bu kadar görgüsüzce mi yaşanıyordu? Kazandığı paranın hesabını bilmeyen güruha mensup ve fakat bu parayı kazanmakta hiçbir katkısı olmayan, henüz sadece “yemekle” meşgul gençler böyle fütursuzca mı davranıyordu? Bu soruların cevabı belki de evettir. Ama en azından biz bunları görmüyorduk, bilmiyorduk. Aslında Cem Yılmaz yıllar önce bu konuya parmak “basmıştı”.

Fazla uzatmadan konuya girelim. Son zamanlarda hesabı tutulamayacak kadar çok para kazanan ailelerin çocukları kendilerine yeni bir “rahatlama” yöntemi bulmuş gibiler. (Ya da hep vardı, bilemiyorum).

Önce esas kıza sahip olma yarışına giren iki genç girdikleri iddiada lüks arabalarını ortaya koydular. Bakınız Küçük Sırlar dizisi. İddiayı kaybeden genç hiç tereddütsüz arabasının anahtarını kazanana verdi. 

Aradan çok uzun bir süre geçmeden gece kulübünde “özel” bir partiye katılan genç kız erkek arkadaşıyla striptiz yapıp yapamayacağı üstüne iddiaya girdi. Bakınız Şüphe dizisi. Ve iddiada ortaya konulan yine lüks arabalardı. Genç kız dediğini yaptı ve arabayı kazandı.

İki farklı dizide kısa zaman arayla yaşanan bu iddialaşma sahneleri, yeni trendin ne olduğunu da ortaya koyuyor. Artık hiçbir şekilde tatmin olamayan gençler kendilerine yeni bir oyun bulmuşlar gibi…